Polis Memurunun Plakasız Motosiklete İşlem Yapmaması
Polis Memurunun Plakasız Motosiklete İşlem Yapmaması – KamuHukuk
Polis memurunun plakasız motosiklete işlem yapmaması nedeniyle aldığı disiplin cezasına karşı açtığımız dava da ilk derece mahkemesi tarafından verilen davanın reddine ilişkin karar istinaf mahkemesinde bozulmuştur
Verilen kararın dayanağını teşkil eden mevzuat incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dosyaların incelenmesi” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.” hükmüne, “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 4. fıkrasında ise; ” Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. … ” hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden; Ağrı İli, Patnos İlçesinde polis memuru olarak görev yapan davacının 7068 sayılı Kanun’un 8/-3/a-13 maddesi uyarınca bir gün aylıktan kesim cezası ile tecziyesine ilişkin işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İdare Mahkemesince; soruşturma raporu ve ekleri temin edilmeksizin ve değerlendirilmeksizin işin esası hakkında karar verildiği görülmektedir. Yazılı yargılama usulunün geçerli olduğu idari yargılama usulünde, adli yargılama usulünden farklı olarak kamu düzenine işaret eden (görev -yetki vb) haller dışında da, yani hüküm kurmaya giden hukuksal güzergahta ve hüküm kurmaya elverişli bilgi ve belgelerin dosyaya temini noktasında yasa koyucu re’sen araştırma ilkesini yargılamaya egemen kılmıştır. Bu ilke dava taraflarına, yargı önüne taşınan meseleye dair maddi olguları ortaya koymaktan imtina hakkı vermediği gibi, tahkikat yoluyla dosyaya yargısal malzeme tedarik etme noktasında görev ve sorumluluğu bulunan ilk derece mahkemelerini de muaf kılmamaktadır. Yargılama aşamalarından olan ve re’sen araştırma ilkesinin uygulanması gereken tahkikat aşamasının (kamu düzenine ilişkin hususlar -görev yetki süre vb- hariç) gereklerinin ilk derece mahkemelerince yerine getirilmemesi/yerine getirilmesinden kaçınılması sonrasında üretilen kararların hukuka ve mevzuata uygunluğunu denetlemekle görevli üst yargı yerlerince (itiraz-istinaf-temyiz vb) yapılmasını da gerektirmemektedir. Çünkü bu ilke, asıl olarak maddi olayı ortaya koyarak, hakkın varlığını tespit etmekle görevli, gerçeğe ulaşmayı hedeflemesi gereken, yargılamada ilk elden tahkikat yapmakla görevlendirilmiş/yetkilendirilmiş ve de doğal hakim ilkesi çerçevesinde hukuksal değerlendirme yapmakla görevli ilk derece mahkemelerinin olmaktadır. Aksi bir düşünce, tahkikat aşamasının üst yargı yerlerine taşınması/transferi anlamı taşıyacaktır. Bu ise, hukuki güvenlik ve dereceli yargılama hakkı ile doğal hakim ilkesine aykırılık oluşturacaktır. Tüm bu açıklamalardan hareketle söylemek gerekirse, maddi ve hukuki yönlerden tekemmül ettirilmeksizin ilk derece mahkemelerince verilmiş kararlar hakkında, kararların sonuçları (maddi delillerle desteklenmemiş, gerekçesiz iptal-ret vb gibi) üzerinden üst yargı yerlerince istinaf incelemesi yapılması hukuken mümkün bulunmadığından, istinafa konu kararın bu nedenle kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesi gerekmektedir. Öte yandan; 2577 sayılı Kanunun 45/4 maddesinde, Bölge idare mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun bulunmadığı takdirde, işin esası hakkında yeniden bir karar verileceği belirtilmekte ise de; gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın, başka bir ifadeyle hukuka uygun olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılabilmesine olanak sağlayacak şekilde, uyuşmazlığın esasını çözümlemeye yönelik maddi ve hukuki yönlerden tekemmül ettirilmiş bir karar ortaya konulmaksızın, işin esası hakkında ilk defa bir karar verilmesi sonucunu doğuracak nitelikte istinaf mahkemesince karar verilmesinin kabulü de mümkün bulunmamaktadır. Nitekim İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesinin 19.01.2017 tarihli E:2016/538, K:2017/34 sayılı kararı ve Erzurum Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 07.11.2019 tarihli E:2019/1544, K:2019/1753 sayılı kararı da bu çerçevededir.
Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüne oybirliğiyle karar verildi.
Polis Memurunun Plakasız Motosiklete İşlem Yapmaması
Polis Memurunun Plakasız Motosiklete İşlem Yapmaması | www.kamuhukuk.com